KENT PROFİLİ

Yaylaları

YAYLA KÜLTÜRÜ:

Köylerde, arazinin konumunun hayvanlar için yeterli beslenmeye elverişli olmamasından dolayı, hayvanların daha iyi beslenmesi ve onlardan yeterince hayvansal ürünler (süt, yoğurt, kaymak, yağ, peynir, süzme, minci, keş, lor) elde edilmesi amacıyla yaylaya çıkılır. Ama, yörede çay tarımının yaygınlaşması sonucu köylerdeki araziler çay bahçelerine dönüştürülmüş, hayvancılık azalmıştır. Bu yüzden yaylacılık eski önemini yitirmeye başlamış ve gittikçe tatil amaçlı olmaya başlamıştır.

Yaylaya çıkış vakti, köylere göre değişse de, genelde Mayıs sonu, haziran başı olur ki buna “yaz göçü”denir. Yaylada kalış süresi yaklaşık üç aydır yani tüm yaz boyu. Herkes yaylaya çıkmadan önce, öncü bir grup (çok az kişiden oluşur) gidip, yayla yolunun açılıp açılmadığını, karın eriyip erimediğini kontrol eder. İnsanlar bu grubun getirdiği habere göre yaylaya çıkış vaktini ayarlarlar. Eskiden yaylalarda korucular olurdu. Bunlar herkesten önce yaylaya çıkar ve orada kalır; yaylacıların orada kalan süt teknesi gibi eşyalarını, odunlarını  ve evlerini korur, karşılığında para alırlardı.

Yaylaya çıkış toplu halde olur. Eskiden yürüyerek gidilirdi. Şimdi yaylaların hemen hepsine yol gidiyor, araba yolu bitince birkaç saat yürüyerek diğer yaylalara varılabiliyor. Her köyün yaylaya çıkış için kullandığı ayrı bir yolu vardır.

Kalabalık bir halde yaylaya çıkmaya “köç (göç) etmek”denir. Yaylada kalmayacak olup, sadece eşyaların ve hayvanların yaylaya getirilmesine yardım edenlere “köççüler” denir. Köçe gidenler 5-10 gün yaylada kalırlar. Bu sırada eğlenceler düzenlenir, horonlar oynanır. Bir yıl boyunca kar, fırtına altında, üstelik insansız kalmış evlerin gerekli temizliği, tamiratı bitince köççüler köye geri döner.

Yaylada evler ahşap veya taştan yapılır. Ahşap evler ormana yakın yaylalarda görülür. Evin alt katı ahır olur. Yazın bile yükseklik sebebiyle soğuk olan yaylalarda evin altındaki ahır, ısınmayı büyük ölçüde kolaylaştırır. Evin üst katı tek ya da iki bölmeli olur. İki bölmelilerde, bir bölüm mutfak ve kiler, diğer bölüm oturma ve yatma yeridir. Tek bölmelilerde hepsi bir aradadır. Taş evler ormandan uzak olan yaylalarda görülür. Belli bir yükseklikten sonra ağaç yetişmediğinden, bu tür evlere genelde yüksek yaylalarda rastlanır. Bazı yaylalarda ise her iki tür yayla evine rastlamak mümkündür. Bunun sebebi, yayla yüksek olsa da yakınlarında orman bulunmasıdır. Yayla evleri genelde birbirine yakın  ve dardır. Ama bu yayla evlerinin kalabalık olmasını engellemiyor.

Evlerle ilgili gerekli işler bitip de köççüler köye dönünce, yaylada sadece “yaylacılar” kalır. Bunlar tüm yaz boyunca yaylada kalıp, çalışacak olanlardır. Köyde kalanlar hayli hızlı bir tempoyla çalışıp, kışlık otu hazırlar, bir an önce işlerini bitirmek isterler. Çünkü vartevora yaylaya gideceklerdir. Kimin köççü, kimin yaylacı olacağına aile reisi karar verir. Bir sene vartevora giden sonra ki sene köçe gider.

Vartevor, Muzaffer Arıcı’ya göre, Farsça, Oğuzca ve Kürtçe kullanılır ve “Gül bayramı” anlamına gelir. Levon Haçikyan’a göre ise, “vart” Ermenice’de gül demektir ve vartevor (ya da vartavar) Ermenilerin binlerce yıldır kutladıkları ve efsaneye göre tufanla ilgili bir bayramdır. Eskiden beri bu gün, tüm ibadethaneler renk renk çiçekler, güllerle bezenip, donatıldığından vartavar denir. Azat Kaya’ya göre ise vartevor, yaylacıların bir sonraki yıl yaylaya geldiklerinde hayvanlarına yedirmek üzere ot biçtikleri ve bitişinde eğlenceler düzenledikleri dönemdir. Kökeni  ya da kelime anlamı ne olursa olsun bir toplumsal olgu olarak yaylacılık ve vartevor şenlikleri halen vardır ve devam etmektedir. Köyde kalan vartevorcular için, bu eğlenceler “rahat ve istirahat” demektir. Yaylacılarda onları dört gözle bekler, kaymağı saklar, yağı vartevora gelenler yapsın derler. Onlarda yaylacılara hizmet ederler, çünkü yaylacılar yaylada çalışıp yorulmuşlardır. Vartevorcular, Çürük Ayının (Temmuz) 15’inde yaylaya giderler ve ortalama 10-15 gün kalırlar. Bu sırada yaylada eğlenceler düzenlenir. Vanag’da (meydan) ateş yakılır, tulum eşliğinde sabahlara dek horon oynanıp, silah atılır.

Bu yayla dedikleri 
Sevdaluk için hastur
Ne zaman duğunumuz
Benum sabrım çok azdır.

Vartevorcular köye döndükten 10 gün kadar sonra, köççüler yaylacıların dönüşüne yardım için, yaylaya çıkarlar. Bir sonra ki yıla hazırlık olsun diye ot toplanıp depolanır, odun kesilip saklanır, süt tekneleri ve köye götürülmeyecek diğer eşyalar yerleştirilir. Bütün yıl boyunca orada kalan ve fare(moku)lerin zarar verebileceği şeyler, evin duvarları arasında gerili iplere asılarak korunur. Zaten, yaylada kalınan süre boyunca tüm giysiler ve yiyecek maddeler de bu iplere asılıyor.

Yayladan iniş yolculuğuna “güz göçü” denir. Her ne kadar eğlenceler düzenlenip, türküler söylense de güz göçü hüzünlüdür.

Yaylaların başına 
Kar yağar ince ince 
Nedense çok ağlaruz 
Yayladan ayrılunce

Yayladan ki yürudum 
Hava dumanlı idi 
Bakamadum geriye
Gözlerum yaşli idi.

Yaylalardan Bazıları;

Amlakit    Yaylası----------salmistal yaylası--------lodoçur    yaylası
palokçur   Yaylası  --------avusor    yaylası--------büyük      yayla
Çeymaçur Yaylası---------yanci       yayla  --------haçivanag yaylası
Elevit        Yaylası---------karmik    yaylası--------davali       yayla
Hazindak  Yaylası---------huser       yaylası--------çiçekli      yayla
Kavrun     Yaylası---------koçduzu  yaylası--------verçenek  yaylası
Palovit      Yaylası---------kaçkar    yaylası
Pokut       Yaylası---------sal           yayla
Tirovit      Yaylası---------eğrisu      yaylası
Copyright © 2014 Çamlıhemşin Belediyesi Tüm Hakları Saklıdır